Dilde
Sorunu sor hemen cevaplansın.
dilde teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- language
- dil
- tongue
Italian is my mother tongue.
-İtalyanca benim ana dilimdir.
French is her mother tongue.
-Fransızca, onun ana dilidir.
- dil
- {i} language
It isn't a surprise that English is the world's most spoken language.
-Hiç şüphe yok ki İngilizce dünyada en çok konuşulan dildir.
It's difficult to learn a foreign language.
-Yabancı dil öğrenmek zordur.
- dilde sadelik
- purism
- dilde sadelik yanlısı sanatçı
- purist
- dilde yapılan aptalca veya komik hata
- Irish bull
- dil
- speech
Did you hear President Dilma's speech?
-Başkan Dilma'nın konuşmasını dinlediniz mi?
Music is a common speech for humanity.
-Müzik insanlık için ortak bir dildir.
- dil
- lingo
- dil
- prominent
- dil
- (özel) parlance
- dil
- clapper
- dil
- dialect
In grammar and vocabulary, some dialects differ significantly from the standard language.
-Dilbilgisinde ve kelime hazinesinde, bazı lehçeler standart dilden önemli ölçüde farklıdır
You should avoid adding sentences in a language other than your own, because unless you write in your mother tongue or dialect, you are prone to make many mistakes.
-Kendi dilinden başka bir dilde cümleler eklemekten kaçınmalısın, çünkü ana dilinde ya da lehçende yazmadıkça birçok hata yapmaya eğilimlisin.
- birçok dilde
- polyglot
- dil
- (Denizbilim) common sola
- dil
- vernacular
The pitaya's common English name of dragon fruit reflects its vernacular name in many Asian languages.
-Pitaya'nın ortak İngilizce adı dragon fruit birçok Asya dillerinde onun argo adını yansıtmaktadır.
- dil
- parlance
- dil
- (Bilgisayar) script">(Bilgisayar) script
- dil
- (Arılık) proboscis
- dil
- neck
- dil
- latch
- dil
- pawl
- dil
- langue
- dil
- key
A language is a key to the heart of millions.
-Bir dil milyonların anahtarıdır.
The key to the so-called mastery of any language is bringing the words and grammar to life through context.
-Sözde herhangi bir dilin hakimiyetinin anahtarı, kelimeleri ve dilbilgisini bağlama yoluyla hayata geçirmektir.
- dil
- feather
- dil
- (Arılık) lingua
Why do you want Esperanto to become a lingua franca while you continue to communicate in English?
-Neden İngilizce dilinde iletişim kurmaya devam ederken Esperanto'nun bir lingua franca olmasını istiyorsun?
- dil
- spit
In spite of my diet, I couldn't help taking a slice of chocolate cake.
-Diyetime rağmen, bir dilim çikolatalı kek almaktan kendimi alamadım.
In spite of the language difficulty, we soon became friends.
-Dil zorluğuna rağmen biz kısa sürede arkadaş olduk.
- dil
- tounge
- karışık dilde söylenmiş manzume
- mixed language spoken in the poem
- başka dilde yazmak
- transliterate
- başka dilde yazmak
- write or spell in the alphabet of another language
- dil
- (Anatomi) glossa">(Anatomi) glossa
- dil
- (Diş Hekimliği) gloss
- dil
- linguiform
- dil
- spline
- dil
- tongue; language; spit
- latince kökenli dilde yazılmış kitap
- romance
- çok dilde basılmış
- polyglot
- çok dilde basılmış kitap
- polyglot
- üç dilde olan
- trilingual
İlgili Terimler
dilde teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- dil
- Dataphor Interface Language An XML format for describing user interfaces independent of the platform on which they will be realized
- dil
- dilate Dx diagnosis
- dil
- Two parallel rows of connection holes on a PCB Also, the type of connector used with this array
- dil
- Dual-in-line Refers to component shape with two parallel rows of connection leads Syn: DIP
- dil
- dual in line package: simplest type of plastic package where the I/O's are found on either side of the package
- dil
- ate
- dil
- (see Data Interchange Language)
İlgili Terimler
dilde teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- Dil
- (Osmanlı Dönemi) NEVAD
- DİL
- (Osmanlı Dönemi) t. Lisan, zeban
- DİL
- (Osmanlı Dönemi) Muhtelif âlât ve edevâtın uzunca ve yassı, ekseriya oynak kısımları
- DİL
- (Osmanlı Dönemi) Ağızdaki tat alma duygusu ve konuşma uzvu
- DİL
- (Osmanlı Dönemi) Mc: Gıybet, mezemmet, dedi-kodu, çekiştirme.İnsanın yüz cihazatından birtek cihazı olan lisanı; bir et parçası iken, iki büyük vazifesiyle yüzer hikmetlere, neticelere, meyvelere, fâidelere âlet oluyor.. Taamların zevkindeki vazifesi, ayrı ayrı bütün t
- DİL
- (Osmanlı Dönemi) İnsanların konuştukları lehçelerin her birisi. Lügat
- DİL
- (Osmanlı Dönemi) Coğ: Denizin içine uzanmış üstü düz mumluk, uzunca kara parçası
- dil
- Makaraların ve bastikaların içine yerleştirilmiş olan, üzerinden geçirilen halatı istenilen yöne çevirmeye yarayan, çevresi oluklu, küçük döner tekerlek
- dil
- Büyükbaş hayvanların haşlanıp pişirildikten sonra yenebilen dili: "Birkaç dilim ekmek, ince bir iki dilim peynir veya dil, bazen de haşlanmış bir sebze yemeği."- S. F. Abasıyanık
- dil
- Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı
- dil
- Birçok aletin uzun, yassı ve çoğu hareketli bölümleri
- dil
- Bir çağa, bir gruba, bir yazara özgü söz dağarcığı ve söz dizimi: "Halk dilinin günebakan ismini verdiği bu çiçek, güneşe âşıktır."- H. S. Tanrıöver
- dil
- Ayakkabı bağlarının ayağı rahatsız etmemesini sağlayan ve bağ altına rastlayan saya parçası
- dil
- Bazı üflemeli çalgılarda titreşerek ses çıkaran ince metal yaprak
- dil
- Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ; tat alma organı
- dil
- Sorguya çekilmek için yakalanan tutsak
- dil
- Büyük baş hayvanların haşlanıp pişirildikten sonra yenebilen dili
- dil
- Belli durumlara, mesleklere, konulara özgü dil
- dil
- insanların iletişim kurmak için kullandıkları işaret sistemi
- dil
- Denize uzanan dar ve alçak kara parçası, berzah
- dil
- Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı: "Ağzımı dolduran kocaman dil, kelimelere yer bırakmıyor ki..."- Y. Z. Ortaç. İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma, lisan: "Dilinden Anadolu'lu olduğu ancak belli oluyordu."- S. F. Abasıyanık
- dil
- İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma, lisan
- dil
- Kıstak
- dil
- Kimi üflemeli çalgılarda titreşerek ses çıkaran ince metal yaprak
- dil
- Anahtar
- dil
- Bir çağa, bir gruba, bir yazara özgü söz dağarcığı ve söz dizimi
- dil
- Düşünce ve duyguları bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracı
İlgili Terimler
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.